Dünya üzerinde milyonlarca kadını etkileyen bir hastalık olan endometriozis, üreme çağındaki kadınlarda görülür. Hastalığa ismini, rahim iç tabakasını döşeyen ve her ay adet döneminde kalınlaşıp dökülen endometrium dokusu verir.
Normalde rahim için kaplayan dokuya benzer bir dokunun diğer bir deyişle endometrium dokusunun rahim dışında büyümesi ile karakterize endometriozis, genellikle ağrıya neden olan bir hastalıktır. Genellikle yumurtalık, pelvis ve fallop tüplerini etkileyen bir hastalık olmasına karşın nadiren de olsa pelvik organların yer aldığı alanın ötesinde endometrial benzeri dokular gelişmesi riski vardır.
Endometriozis sorunu bulunan hastalarda endometriyum benzeri dokunun adet döngüsü süresince tıpkı endometriyum gibi davranması söz konusu olur. Diğer bir deyişle herhangi endometriyum benzeri doku hastanın her adet döngüsünde kalınlaşıp parçalanarak kanar. Bununla birlikte bu kanın vücuttan çıkmasını sağlayacak bir yol bulunmadığından çevre alanlarda şişme, iltihaplanma, lezyon ve yara dokuları görülebilir.
Endometrioizin bulunduğu yere göre 3 farklı türü vardır. En sık görülen endometriozis türü yüzeysel periton lezyonu olup pelvik boşluğu kaplamakta olan ince bir film olan peritonda lezyonlar yer almaktadır.
Endometrioma veya çikolata kisti olarak adlandırılan türde yumurtalıkların derinliklerinde koyu renkli ve sıvı dolu kistler meydana gelir. Çikolata kistinin tedavisi farklı yöntemler ile gerçekleştirilebilmekle birlikte sağlıklı dokuya zarar verme riskini olduğu göz ardı edilmemelidir.
Diğer bir endometriozis türü olan derin infiltratif endometriozis, peritonun altında büyüyüp rahmin yakınındaki bağırsaklar ve mesane gibi organları etkileyebilir. Hiç belirti vermeden ilerleyebileceği gibi bazı hastalarda ağrıya neden olabilir. Endometriozis sorunu yaşayan kadınların ortalama %1 ila %5’inde derin infiltratif endometriozis görülür.
Endometriozisin birincil semptomu çoğu durumda adet dönemiyle ilişkili pelvik ağrı olmaktadır. Birçok kadın adet döneminde kramplar yaşamasına karşın endometriozisi olan kadınların yaşadığı adet ağrısı tipik olarak normalden çok daha şiddetli olur. Üstelik zaman içerisine adet ağrısı artabilir.
Dikkat edilmesi gereken nokta, endometriozisin zaman zaman pelvik ağrı yaşanmasına neden olabilen yumurtalık kistleri ya da pelvik inflamatuar hastalık gibi durumlarla karşılaştırılabileceğidir. Ayrıca karın kramplarına, kabızlığa ya da ishal nöbetlerine neden olabilen irritabl bağırsak sendromu ile karıştırılabilir. Tüm bunların yanı sıra bazı hastalarda endometriozise irritabl bağırsak sendromunun eşlik etmesi durumunda tanı koyulması zorlaşabilir.
Endometriozis çok yaygın bir hastalık olmasına karşın nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Endometriozise neden olan durumlarla ilgili birkaç farklı teori bulunmakla birlikte bu teorilerden herhangi birinin tüm endometriozis vakalarını açıklaması söz konusu değildir.
Bazı uzmanlar, endometriyal hücreler içeren menstrüel kanın vücudun dışına çıkamadığı ve bunun yerine fallop tüplerinden pelvik boşluğa geri aktığı görüşündedir. Bu durum restograd menstrüasyon olarak adlandırılmakta olup her adet döngüsü boyunca endometriyal hücreler kalınlaşmakta, kanamaya devam edeceklerin pelvik organların yüzeyleri ile duvarlarına yapışmaktadır.
Bazı uzmanların görüşüne göre ise hormonlar ya da bağışıklık faktörleri, karın bölgesinde iç tarafı kaplamakta olan periton hücrelerinin endometriyal hücrelere dönüşmesini destekleyebilmektedir. Östrojen gibi hormonların, embriyonik hücrelerin ergenlik döneminde endometriyal benzeri hücre implantlarına dönüşmesine neden olması mümkündür. Tüm bunların yanı sıra histerektomi ya da sezaryen gibi ameliyatlardan sonra endometriyal hücrelerin cerrahi insizyona yapışması riski ile karşı karşıya kalınabilir.
Endometriyal hücreler lenfatik sistem ya da kan damarları ile vücudun diğer bölgelerine taşınabildikleri gibi bağışıklık sistemi ile ilgili olarak yaşanan herhangi bir sorunun, vücudun uterus dışında büyüyen endometriyal benzeri dokuyu tanımasını ve yok etmesini önlemesi mümkündür.
Endometriozis tanısının koyulabilmesi için pelvik muyanenin yanı sıra çeşitli görüntü teknikleri, laparoskopi ve biyopsi gibi farklı yöntemlere başvurulması gerekliliği doğabilir. Her hasta özelinde şikayetlere, muayene bulguların ve gebelik planlaması yapılıp yapılmadığına göre endometriozis tedavisinin özelleştirilmesi mümkündür.
Öncelikle endometriozis sorunu yaşayan hastaların yaşam tarzı alışkanlıklarında birtakım düzenlemeler yapılması gerekir. Bu kapsamda hastaların stresten uzak durması, dengeli bir beslenme programı uygulaması, vücuttaki inflamasyonun azaltılması, düzenli olarak spor ve gevşeme egzersizleri yapılması tavsiye edilir.
Endometriozis nedeniyle ağrısı olan hastalarda ilk tercih edilen, estrojen dominansının dengelenmesi ve inlamasyonun azaltılmasıdır. Farklı boyutlardaki çikolata kistlerinin, herhangi bir kanser riski öngörülmemesi halinde ilaç tedavisi ile takip edilmesi söz konusu olabilir.
Bununla birlikte ilaç tedavisi bir yandan endometriozis sorununu baskılarken diğer yandan hastanın gebe kalmasını önlediğinden, bir gebelik planlayan hastalarda gebe kalmayı geciktiren bir etken haline dönüşebilir. Bu nedenle gebe kalamayan hastalar özelinde yaş, kısırlık süresi, yumurta rezervi ve hastanın bir çocuğu olup olmadığı gibi etkenler değerlendirilir. Elde edilen veriler sonucunda aşılama ya da çeşitli yardımcı üreme tekniklerinden faydalanılması söz konusu olabilir.
Cerrahi müdahale ile endometriozis lezyonlarını ortadan kaldırmak, yapışıklıkları açmak ve hastanın anatomik yapısını eski haline getirmek; hastanın doğal yollarla gebe kalma şansını artıran bir unsur olabilir.
Endometrizis hastalığının ana komplikasyonu doğurganlığın bozulması olduğundan endometriozisli kadınların yaklaşık üçte biri hamile kalma konusunda sorun yaşar. Hamilelik yumurtalıktan yumurtanın salınıp komşu fallop tüpüne geçmesi, sperm hücresiyle döllenmesi ve kendini rahim duvarına tutturup gelişmeye başlamasıyla gerçekleşir. Endometriozisin tüpü tıkaması ve yumurtayla spermin birleşmesini önlemesi riski vardır. Diğer yandan hafif ila orta dereceli endometriozisi olan pek çok kişinin gebe kalması mümkündür.
Endometrioma kistlerinin aşırı büyümesi halinde, aşırı çekilmeye ya da gerilmeye bağlı olarak ani patlama gelişmesi riski vardır. Endometrioma kistleri yani çikolata kistleri çevre dokulara yapışkan olduklarından yapıştıkları organların ya da dokuların hareketleri çikolata kistlerinin çekilmesine ve/veya gerilmesine neden olabilir. Bunun yanı sıra karın bölgesine dışarıdan gelen darbe ya da travmalar çikolata kistlerinin patlamasına yol açabilir
Çikolata kistlerinin patlaması halinde karşılaşılan belirtilerden en önemlisi, ani başlayan ve çok şiddetli karın ağrısıdır. Çikolata kisti patlayan hastalarda akut batın görüntüsünün hakim olduğu bir klinik tablo olur. Kesin tanı batın ultrasonunda, karın içinde biriken sıvının tespit edilmesiyle koyulur.
Çikolata kistinin patladığı durumlarda acil cerrahi müdahalede bulunulması gerekir. Bu tür sorunların önlenmesi için küçük boyutlu çikolata kistleri doktorun önerdiği sıklıkta takip edilmelidir. Bu, aynı zamanda doğurganlığın korunması için daha erken önlem alınmasını da sağlayabilir.
Rahim iç duvarı olan endometriyum hücrelerinin vücudun başka bir organında büyümesiyle oluşan durumdur.
Her ay adet döngüsü esnasında kadınların vücudu hormonal değişikliklerden geçer. Yumurta hücresinin olgunlaşmasına ve rahim iç duvarının kalınlaşmasına neden olan hormonlar doğal olarak salınır. Hamilelik meydana gelmezse bu tabaka dökülür ve adet kanamasıyla birlikte vücuttan atılır. Endometriozis vakalarında endometriyum hücreleri vücudun başka bir yerinde büyüdüğü için, hücreler her ay adet döngüsünde büyür ve kanar. Ancak, bu kanın vücudu terk etmesinin bir yolu olmadığı için iltihap, ağrı ve skar dokusunun oluşumuna neden olabilir.
Detaylarıyla anlattık: Çikolata kisti (Endometriozis) Nedir?
Genellikle yumurtalıklar, fallop tüpleri, rahim, mesane, üreterler, bağırsaklar ve rektumun dış yüzeylerinde görülür. Gerçek nedeni bilinmemektedir. Nedeni hakkında birkaç teori vardır, ancak hiçbiri endometriozisin neden oluştuğunu tam olarak açıklamamaktadır.
Aşağıdaki faktörlerin kombinasyonunun endometriozisin gelişmesine neden olması mümkündür:
Belirtileri her kadında değişiklik gösterebilir veya endometriozis olan kadınların bazılarında hiçbir belirti oluşmayabilir.
Yaygın belirtiler ise şöyledir:
Endometriozis bağırsakları da etkileyebilir. Yüzeysel endometriozis, bağırsak yüzeyinde bulunur. Derin olanları ise ise bağırsak duvarına nüfuz eder. Bazı durumlarda, rekto-vajinal nodüller yüzeysel olarak başlayabilir ve bağırsak duvarına sızmaya devam edebilir.
Bağırsakta olanların belirtileri arasında bağırsak hareketleri sırasında ağrı ve rektal kanama bulunur.
Mesaneyi etkileyen endometriozis nadirdir ve kesin nedeni bilinmemektedir. Yüzeysel olanı mesanenin dış yüzeyinde bulunur. Derin olanı ise mesane duvarının içinde bulunur ve bu durum üreteri de etkileyebilir.
Mesanede endometriozis belirtileri, adet döngüsünden önce değişebilir. Adet dönemi esnasında veya bir süre önce en kötü olma eğilimindedir. Yaygın belirtiler arasında mesane tahrişi, idrara çıkma aciliyeti, mesane dolduğunda ağrı, idrarda kan ve böbrekler
Teşhisi için öncelikle pelvik muayene de dahil olmak üzere fiziksel muayene yapılabilir. Ancak, rahatsızlığın tanısı için tek yöntem laparoskopi adı verilen cerrahi bir prosedürdür. Prosedür sırasında az miktarda doku çıkarılır ve buna biyopsi denir.
Endometriozis tanısı koymanın tek yolu laparoskopi ile birlikte doku örneği almaktır. Laparoskopi, karından ince bir teleskobun yerleştirildiği genel bir anestezi altında yapılan cerrahi bir prosedürdür. Böylece karnın içi, pelvis ve diğer organlar değerlendirilebilir. Endometriozis içerdiği düşünülen doku, çıkarılır ve incelenmek üzere patoloğa gönderilir.
Endometriozis hafif, orta veya şiddetli olarak sınıflandırılır:
Tedavisi nasıl yapılır?
Endometriozis, östrojene maruz kaldıkça büyür. Bir dizi hormon tedavisiyle vücuttaki östrojen üretimi azaltılmaya çalışılır. Böylece, büyüyemez ve semptomlar hafifler.
Endometriozis için uygulanan hormon tedavileri, kadını yapay bir hamilelik durumuna veya yapay bir menopoz durumuna sokar. Her iki durum da geçicidir ve ilaçlar bırakıldığında etki sonlanır. Endometriozisli kadınlar için hormon tedavisi seçenekleri şöyledir:
Hormonal olmayan ilaçlarla birlikte parasetamol, steroidal olmayan anti-enflamatuarlar gibi ağrı kesici ilaçlar da reçete edilebilir. Bu ilaçlar, mevcut endometriozis miktarını azaltmaya yönelik olmamakla birlikte; meydana gelen ağrıyı hafifletmek için tasarlanmıştır.
Endometriozis tedavisi için laparoskopi veya laparotomi tercih edilir. Laparotomi, karında yapılan büyük bir kesiyle gerçekleştirilir ve endometriozis içeren dokular temizlenir. Yalnızca çok şiddetli vakalarda kullanılır. Endometriozis cerrahisi genellikle laparoskopi yöntemi ile yapılır. Laparoskopide iyileşme ve taburcu olma süresi daha kısadır. Çok nadiren, laparoskopi olarak başlatılan ameliyat laparotomiye dönüşebilir.
Ameliyattan sonra, çoğu kadın iyileşse de, endometriozisin tekrarlama ihtimali mevcuttur. Bu durum, ameliyat sırasında görülemeyen veya çıkarılamayan dokulara bağlı olabilir. Hastalık ne kadar şiddetli olursa, tekrarlama olasılığı o kadar yüksek olacaktır. Ameliyattan sonra doğum kontrol hapları veya diğer hormonal ilaçların alınması ağrısız dönemi uzatmaya yardımcı olabilir.